Ortodoks Hristiyanlar tarafından ‘Meryem Ana’nın Göğe Yükseliş Günü’ olarak kutlanan 15 Ağustos’ta Sümela Manastırı’nda düzenlenen dini ayin, 88 yıl sonra ilk kez 2010 yılında yapıldı. Geçen yıl gerçekleştirilen tören bu yıl 10’uncu kez yapılacak. Ancak törenin iptali için kampanya başlatıldı.
Emekli Tuğamiral Cihat Yaycı, tüm siyasi partilere mektup göndererek, Lozan’da ritüelin alışılmadık olduğunu iddia ederken, yine Refah Parti Milletvekili Doğan Bekin, “ritinin Trabzon’un fethi ile aynı zamana denk gelmesinin tesadüf olmadığını” söyledi.
‘YAZILI İZİN BİZE ULAŞMADI’
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, yine Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, Hristiyanlar tarafından asırlardır kutlanan ve 9 yıldır Sümela Manastırı’nda düzenlenen ‘Meryem Ana’nın Göğe Yükseliş Günü’ töreninin 2019’da gerçekleştirileceğini söyledi. Trabzon’un fethinin 562. yıl dönümü. ‘ diye itiraz etti.
Bekin, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, liturji günü olan 15 Ağustos’un ‘Trabzon’un fethi ile aynı güne denk geldiğini’ savundu.
Bekin, Patrik Bartholomeos’un ‘ekümenik’ sıfatını kullanmasının da Lozan’ın ‘fiilen ihlali’ olduğunu savunarak, “Bu, başta Lozan Antlaşması olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı bir uygulamadır.”
Ayine günler kala gelen bu açıklamalara Fener Rum Patriği Bartholomeos tepki gösterdi. Ortodoks Times sitesinde yer alan habere göre Bartholomeos, “Şu ana kadar yazılı izin almadık, sadece sözlü mesajlar aldık. Biz de bununla ilgili bir duyuru yaptık ve bu yıl Sümela’da ayin yapılacağını söyledik.”
Bartholomew, “Bu milletvekili, söz konusu ritüelin Lozan Antlaşması’nı ihlal ettiğini söyledi. Bu nasıl mümkün olabilir? Lozan başka şeyler de söylüyor. Memleketim İmroz için, genel olarak menfaatlerimiz için… Din eğitimi hakkımız için… Heybeliada hala kapalı. Lozan’da şu an bizde olmayan şeyler var, bize vermediler. Ve bu milletvekili gelip bize Lozan Antlaşmasını ihlal ettiğimizi söylüyor. Sümela’daki ritüelin tadını çıkarmamıza izin vermiyorlar. Neden izin vermiyorlar? Bu işler çok kolay…. İnancımıza göre, dinimize göre gidip birkaç saat namaz kılıp evlerimize döneceğiz. Bir gün bile değil, sadece birkaç saat…”
